6 Haziran 2017 Salı
Lustral’ın Yan Etkileri
Oldukça
bilinen bir antidepresan olan sertralin maddesini ihtiva eden Lustral,
depresyon başta olmak üzere obsesifkompulsif bozukluk, anksiyete, travma
sonrası stres bozukluğu tedavisinde de kullanılmaktadır. 6 yaşından itibaren,
çocuklarda dahi obsesifkompulsif hastalığının tedavisi için hekimlerce önerilen
bir ilaçtır.
Bilindiği
üzere her ilacın mutlaka yan etkileri vardır. Ancak Lustral'ın yan etkileri çok daha fazla ve baskındır. Öncelikle bu
ilacı kullanan insanlar üzerinde yapılan araştırmada sonuçlarında
kullanıcıların yaklaşık %25’inde mide bulantısı ve baş dönmesi, %20’sinde ise
ishal ve mide bulantısı, %8’inde yorgunluk, %10’unda da uyuşturucu madde
kullanımı gibi ciddi yan etkiler görülmektedir. Ayrıca Lustral kullanımı hem
kadınlar hem de erkeklerde ciddi cinsel problemlere neden olmaktadır.
Lustral'ın yan etkileri bazı hastalarda sinirlilik,
uykusuzluk, aşırı terleme, mâni ruh hali veya iştahsızlık gibi sonuçlarla da
görülebilmektedir. Ayrıca kalp atışlarında düzensizlik olmak üzere çeşitli kalp
ve damar sorunlarına neden olabileceği ilacın prospektüsünde yer almaktadır.
Hastalarda ciddi şekilde hissedilen tik gibi istemsiz hareketler, konuşma
bozukluğu gibi nörolojik bazı yan etkiler de söz konusu olmaktadır.
Lustral
kullanan hastaların %1’inden daha azlık bir diliminde diğer antidepresan
ilaçlarda da olduğu gibi intihar eğilimine neden olduğu görülmektedir. İlaç
tedavisinin ilk 4 aylık döneminde bu ilacı kullanan hastalarda intihar
eğilimiyle ve isteğiyle karşılaşılabildiğinden, bu dönemde hastanın yakından
izlenmesi ve klinik anlamda da gözetimde tutulması çok büyük önem taşımaktadır.
Lustral kullanan hastaların kendilerini bu tür düşünceler içinde bulduğu zaman
veya çevresindeki insanların bunu anladıkları durumlarda mutlaka bir doktora
başvurulmalıdır.
Lustral
kullanımını konusunda diğer önemli bir detay ise ilaç etkileşimleridir.
Lustral'ın özellikle kan sulandırıcı ilaçlarla beraber kullanılması yan
etkilerinin görülme olasılığını arttırmaktadır. Hastalar ve doktorlar bu
ihtimali de göz önünde bulundurmalı ve gerektiğinde tedavi programını
güncellemelidir.