7 Ekim 2012 Pazar
APANDİSİT CERRAHİSİ, AÇIK VE KAPALI TEKNİK
Apandisitte antibiyotik tedavisinin amacı, ameliyat sonrası yara
enfeksiyonu oranını düşürmek ve apseli, sepsisli olguların gidişatını düzeltmektir.
Apandisit ameliyatı kesisi-Mikromarka |
Apandisitin cerrahi tedavisine apandektomi denilir. Gangrene ve perfore
olmuş(patlamış) apandisit olgularında da apandektomi gereklidir.Apandisitin,
hafif belirtiler vererek fark edilmeden ilerlediği ve geç kalınan
olgularda, karın içinde, etrafındaki
dokuları kendisine doğru çektiği ve kitle oluşturduğu bir çeşidi vardır, adı
plastron apandisittir. Bunun tedavisi ise, ilk başta cerrahi olmayıp,
antibiyotik tedavisidir ve yaklaşık 6 hafta sonra apandektomi uygulanabilir.
Açık Apandektomi |
Klasik (Açık) apendektomi kesisi karnın sağ alt bölgesinde
oblik şekildedir.
Laparaskopik (kapalı) apandektomi ise 1 cm bir kesi ve 0,5
cm iki kesi yapılarak kamera yardımıyla özel aletler kullanılarak karın içinde
gerçekleştirilen bir ameliyattır.Tek deliğin kullanıldığı ve daha ince
aletlerin kullanıldığı yeni teknolojik cihazlar ile bu ameliyat geliştirilmiştir.
Kapalı ameliyatın avantajları şunlardır:
Teşhis görülerek
doğrulanmış olur. Eğer apandiks organı normalse karın içi diğer organların da
görülerek kontrol edilmesi sağlanmış olur. Daha az ağrı olur.Hastanede kalış
süresi daha kısadır.Yara enfeksiyonu daha az görülür.Daha az yara izi
oluşur. Normal aktiviteye dönüş daha hızlı olur. Karın içi yapışıklıklar daha az
olur.
Kapalı ameliyatın dezavantajları şunlardır:
Operasyon süresi daha uzundur. Daha pahalıdır. Kapalı
ameliyatın kendine ait riskleri olmasıdır. Ekipmanın 24 saat hizmet vermesi
gerektiğidir.
Kapalı (Laparaskopik) Apandektomi-Mikromarka |
Dünyada yapılan çalışmalarda açık ve kapalı apandisit ameliyatlarının birbirine üstünlüğü gösterilememiştir. Ancak kesin tanısı konulmamış (özellikle kadın) hastalarda, şişman hastalarda, perforasyon (patlamış apandisit) veya karın zarı iltihabı ön tanısı mevcut olduğunda laparaskopik (kapalı) yöntemin tercih edilmesi gerektiği söylenebilir.Bu konuda son söz CERRAH ın dır.
Teşekkürler...
Op. Dr. Mustafa Küçük